Enerji Ormancılığı (Baltalık işletmeciliği) Nedir?

Enerji Ormancılığı (Baltalık işletmeciliği) Nedir?

Yakacak odun gereksinimini karşılamak üzere, sürgün verme özelliği bulunan ve kısa idare süreleri ile işletilen ormanlara " Enerji Ormanları" adı verilmektedir.

Bunlar enerji amaçlı yakacak odun elde edilmesine uygun ağaç türlerinden, kısa idare süreleri ile üretimi yapılan  ve  kendisini  genel  anlamda  kök  ve  kütük  sürgünleriyle  yenileyen  orman    kaynaklarıdır.

Özellikle, meşe türlerinin egemen olduğu bozuk baltalık alanlarının verimli hale getirilmesi doğrultusunda yürütülen enerji ormanı kurma çalışmaları 25 yılı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. Bugüne kadar toplam 562.513 hektar alanda Enerji Ormanı Tesis çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar; orman köylülerinin ormanlara sahip çıkmalarının yararları göz önünde bulundurularak, 1997 yılından beri korumasının köy tüzel kişiliklerince üstlenildiği sahalarda yürütülmektedir. 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapılacak enerji ormanı tesisi Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü (AGM) tarafından yapılmakta ya da yaptırılmaktadır.

Usulsüz faydalanma ve otlatmalarla tahrip olmuş, geniş yapraklı ormanların mevcut sürgünlerinden faydalanmak suretiyle koru kurmak maksatlı faaliyetlere "Tahvil çalışmaları" denilmektedir.

3.1.1      Hızlı gelişen türler

I. Bonitet yetişme ortamlarında ve entansif bakım kültür tedbirleri altında 30 uncu yaşta en az 10 m3/ha. Genel ortalama artım yapan ağaçlar hızlı gelişen tür olarak adlandırılmaktadır. Hasılat araştırmaları tamamlanmış yerli ağaç türlerimiz gözden geçirildiğinde, Kızılçam ve Kazdağı Göknarı gibi iğne yapraklı ve Kavak, Söğüt, dişbudak, Kızılağaç, Okaliptüs gibi geniş yapraklı türlerin bu standartlara uyduğu görülmektedir.

Hızlı gelişen türlerle yapılacak ağaçlandırmalar için genelde iki grup alan bulunmaktadır. Bunlardan birincisi orman rejimi içinde ekolojik olarak hızlı gelişen türler için uygun olan alan yaklaşık 1-1,5 milyon hektardır. Diğeri ise özel teşebbüsün elinde bulunan, sulanabilen veya sulanamayan tarım arazileridir.

Sahipli uygun arazilerde; yerel halkın kendi imkanlarıyla tesis ettiği kavak ve hızlı gelişen tür endüstriyel plantasyonlarından sağlanan 3,5 milyon m3/yıl üretim, ülkemizin odun ihtiyacının karşılanmasında önemli bir role sahiptir. Bu durum uygun alanlarda hızlı gelişen endüstriyel plantasyonların potansiyeli hakkında değerli örnekler oluşturmaktadır. Ülkemizin odun hammadde açığının kapatılması ve doğa ormanlar üzerindeki odun üretimi amaçlı baskıların azaltılması  amacıyla  uygun  alanlarda  kavak  ve  diğer  hızlı  gelişen  türlerle     endüstriyel Plantasyonlar kurulmaktadır (www.agm.gov.tr).

3.1.2      Hızlı gelişen tür ağaçlandırmalarının yapılabileceği bölgeler ve ağaç türleri

1965 yılından itibaren başlatılan hızlı gelişen tür ağaçlandırmalarında bu zamana kadar ki uygulamalar ışığında:

Karadeniz Bölgesinde:

1.            Kızılağaç (Alnus sp.),

2.            Dişbudak (Fraxinus sp.),

3.            Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia),

4.            Kavak (Populus sp.),

 

 

5.            Sahil çamı (Pinus pinaster),

6.            Radiata çamı (Pinus radiata),

7.            Sitka ladini (Picea sitchensis),

8.            Duglas (Pseudotsuga menziessii) ve

9.            Sekoya (Sequoia sempervirens) ağaçlandırmaları,

 

Ege ve Akdeniz Bölgesinde:

1.            Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia),

2.            Sıtma ağacı (Eucalyptus sp.),

3.            Kavak (Populus sp.),

4.            Kızıl çam (Pinus brutia),

5.            Fıstıkçamı (Pinus pinea),ve

6.            Sahil çamı (Pinus pinaster) ağaçlandırmaları,

 

Marmara Bölgesinde;

1.            Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia),

2.            Kavak (Populus sp.),

3.            Kızıl çam (Pinus brutia),

4.            Radiata çamı (Pinus radiata) ve

5.            Sahil çamı (Pinus pinaster) ağaçlandırmaları,

Diğer Bölgelerde ise;

1.            Kavak (Populus sp.) Ve

2.            Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia) ağaçlandırmalarının yapılması uygundur. .10

3.1.3      Uygulamalarda karşılaşılan sorunlar

 

Hızlı gelişen tür ağaçlandırmalarının bu zamana kadarki uygulamalarında önemli darboğazlar meydana gelmiştir. Bu darboğazlarda

1.            Mülkiyet ve arazi ihtilafları,

2.            Mali kaynak yetersizliği,

3.            Sık sık değişen teşkilatlanma,

4.            Hızlı gelişen türlerle yapılan özel ağaçlandırma çalışmalarını destekleyici kredi ve teşviklerin yetersizliğinin etkili olduğu görülmektedir.

3.1.4      Üretilen biyokütlenin enerji değeri ve odun kalitesi

 

Enerji ormanından elde edilen biyokütle geleneksel ormancılıktan elde edilen odun kadar enerji vermemektedir. Ağaç türlerinin çoğunun odunu % 52 C,% 6H,% 42 O2 içermektedir.  Bu değerler türden türe değişmekle beraber, kül miktarı ve rutubet derecesi odunun vereceği ısı miktarını etkilemektedir. Enerji ormanından elde edilen odunların kalorisi ağacın türüne ve rotasyon süresine göre değişmektedir. Rotasyon süresi uzadıkça odunun kalitesi artmakta ve gövde odunu daha homojen yapı kazanmaktadır. Odun yoğunluğu, rutubet içeriği ve kabuk miktarı rotasyon süresine bağlı olarak değiştiği için kısa rotasyon süreli enerji ormancılığından elde edilecek odunların kalorisi geleneksel ormancılıktan elde edilen yakacak oduna göre düşük olacaktır.

3.1.5      İklim değişikliği Kapsamında Enerji Ormancılığı

Karbondioksitin dünya atmosferinde yoğunluğu, sanayileşme devri öncesindeki değeri olan 280 ppm'den 2005 yılında 379 ppm'e yükselmiştir. Son 150 yıl içinde atmosferde biriken karbondioksitin 2/3‟ünün fosil yakıt tüketiminden 1/3‟ününde arazi kullanım değişimi ve ormansızlaşmadan kaynaklandığı tespit edilmiştir.  İklim değişikliği, hava kirliliği gibi artan çevresel sorunlardan dolayı, tüm dünyada atmosfere daha az CO2 salan, fosil kaynaklara alternatif, çevreyi daha az kirleten, yenilenebilir enerji kaynakları aranmaktadır.  Oduna dayalı biyoenerji ormancılığı, terk edilmiş tarım arazilerinde ve uygun potansiyel alanlarda etkili bir arazi kullanım yöntemi olarak ön plana çıkmaktadır.

FAO verilerine göre Dünya genelinde odun biyokütlesinin, elektrik üretme tesislerinde kömür ya da doğalgazın yerine kullanılmasına bağlı olarak, CO2 salınımının yılda 0,4– 4,4 Gt azaltılabileceği ve bununla birlikte enerji tüketimine de yılda 12-74 EJ/yıl (1018 joul)”luk katkı sağlanabileceği FAO yayınlarında belirtilmektedir. Uluslararası düzeyde Avrupa Ormanlarının Korunması Bakanlar Konferansının 2007 yılında aldığı 2 karardan biri ise “Orman ve Enerji”dir. Bu kararda temel olarak iklim değişikliğini azaltmak için, odun biyokütlesi, orman endüstri artıkları, geri dönüştürülen odun ile enerji arzını arttırmak amaçlanmaktadır.

Doğal orman ve ağaçlandırma sahalarından elde edilecek biyokütle ormancılık için yeni fırsatlar yaratırken, yöre halkına ek gelir ve yeni iş imkanı sağlayacak, orman üzerindeki baskıyı azaltarak kırsal kalkınmaya katkı sunacaktır. Biyokütle çalışmaları ayrıca orman yangınları açısından büyük risk teşkil eden ormanda bırakılan üretim artıklarının değerlendirilerek hem ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak hem de orman korumada tamamlayıcı bir rol oynayacaktır.

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ