Geri dönüşüm sektörünün güçlü tesislere ihtiyacı var

Geri dönüşüm sektörünün güçlü tesislere ihtiyacı var

Geri dönüşüm ve atık yönetiminde hedeflere ulaşmak ve kaliteli geri dönüştürülmüş hammadde elde etmek için Türkiye’nin teknolojik altyapısı güçlü tesis yatırımlarına ihtiyacı olduğunu vurgulayan uzmanlar, sistemin bir an önce oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor.

Sanayileşme, nüfus artışı ve kentleşmeye bağlı atık üretiminin artması beklenen Türkiye’de, son yıllarda geri dönüşüm ve atık yönetimine yönelik önemli gelişmeler yaşanıyor. Gerek çevrenin korunması, gerekse atıkların tekrar ekonomiye kazandırılması noktasında üstlendiği misyondan hareketle, geri dönüşüm ve atık yönetimine yönelik çalışmalarını hızlandıran kamu ve özel sektör, yeni yatırımların yanı sıra toplamsal bilinci artırmaya yönelik birçok sosyal projeyi de gündemlerine almış durumda. Yeni yatırımlarla sektörün kapasite, teknoloji ve altyapısının güçlendirilmesi planlanırken, başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’ olmak üzere, yürütülen sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye’nin atık geri dönüşüm oranının artırılması hedefleniyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkemizde 2016 yılı itibarıyla 140’ı atık bertaraf, bin 558’i ise geri kazanım olmak üzere toplam bin 698 tesis faaliyet gösteriyor. 2017 yılında depolama oranı yüzde 87, geri dönüşüm oranı ise yüzde 12 olan Türkiye’de, 2023 yılında oluşan atığın yüzde 35’inin geri kazanım, yüzde 65’inin ise düzenli depolama yöntemiyle bertaraf edilmesi hedefleniyor.

‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında içecek ambalajlarında depozito uygulaması da başlatmayı planlayan Bakanlık, böylece evsel atıkların önemli bir kısmını oluşturan içecek ambalajı atıklarını kaliteli ve etkin bir şekilde toplamayı amaçlıyor. Söz konusu uygulama ile Bakanlık, 2018 yılında atık yönetimi sektörünün 60 bin kişi olan istihdam sayısını 2023’te 100 bine, 2018’de ekonomiye sunduğu 3.5 milyar liralık katkıyı ise 2023’te 20 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyor.

 

2018’de 1.27 milyar TL'lik 100’e yakın yatırım teşvik belgesi düzenlendi

Geri dönüşüm ve atık yönetimine yönelik yeni yatırım planlarının gündemde olduğu Türkiye’de, 2007-2023 projeksiyonu kapsamında katı atıklar için yaklaşık 9.5 milyar euro tutarında yatırım öngörülüyor. Söz konusu yatırımın yüzde 52’sinin merkezi ve yerel yönetimler, yüzde 16’sının özel sektör, geri kalanının ise AB ve diğer hibe fonlarıyla gerçekleştirilmesinin planlandığı Türkiye’de, 2023 yılına kadar atık miktarı ile yönetim maliyetlerinin artırılması hedefleniyor.

Öte yandan yürütülen çalışmalar kapsamında geri dönüşüm ve atık yönetimi yatırımları bölgesel teşvik uygulamaları kapsamına alındı. TSKB Ekonomik Araştırmalar Ekonomisti Dilara Ay Erişen’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de birinci ve ikinci bölgelerde en az 1 milyon TL; üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı bölgelerde ise 500 bin TL tutarında yatırım yapıldığında, yatırımcılar bölgesel teşviklerden faydalanabilecek.

Ayrıca 2018 Haziran ayındaki kararname ile asgari 5 milyon TL tutarındaki atık geri kazanım ve bertaraf tesisi yatırımı, öncelikli yatırım kapsamına alındı. 2018 yılında atık bertarafı, geri kazanımı ve geri dönüşümle ilişkili toplamda 1.27 milyar TL civarında sabit yatırım tutarlı 100’e yakın yatırım teşvik belgesi düzenlenirken, teşvik belgesi alan yatırımların üçte biri, metal atık ve hurdalar ile plastik geri kazanımına yönelik oldu. Düzenlenen belgelerden dördü ise yabancı sermayeli firmalara ait. Yabancı sermayeli firmalara ait sabit yatırım tutarı en yüksek olan belge, çelik tozu geri kazanımına, diğerleri ise atık yağ, cam ve baca tozu geri kazanımına yönelik yatırımlardan oluşuyor.

 

İnsan ve çevre sağlığı öne çıkıyor

Geri dönüşüm ve atık yönetimi, çevre ve insan sağlının korunması noktasında üstlendiği misyonun yanı sıra kayda değer bir ekonomik potansiyel de barındırıyor. Üretilen atıkların yüzde 50’sinden fazlası geri kazanılabilir nitelikte olan Türkiye’de, sadece yerleşim birimlerinde yılda yaklaşık 6 milyon ton geri dönüştürülebilir atık oluşuyor. Söz konusu miktarın büyük kısmının çöp sahalarına gömüldüğünü ve bunun yıllık ekonomik değerinin ise 1.5 milyar TL olduğunu belirten uzmanlar, ayrıca kamu kaynaklarından yılda 750 milyon TL tutarında geri dönüştürülebilir atıkların toplanması ve gömülmesi için ek kaynak ayrıldığının altını çiziyor. Bugün itibarıyla Türkiye geri dönüşüm ve atık yönetimi pazarı tahmini büyüklüğünün 5 milyar euro olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, finansal öngörülebilirliğin artmasıyla sektörde hem Ar-Ge ve inovasyon imkanlarının gelişeceğini hem de kamu-özel sektör işbirliğiyle sektörün daha hızlı büyüyeceğini ifade ediyor. Sektör temsilcileri; verilecek destekler, yapılması planlanan altyapı ve mevcut yatırımlarla sektörün 2023 yılında 10 milyar euro büyüklüğe ulaşacağına dikkat çekiyor.

Her yıl çöpe giden geri dönüştürülebilir atığa karşın, Türkiye’nin geri dönüşüm amaçlı atık ithalatı da artarak sürüyor. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre, AB üyesi ülkeler 2018 yılında 16.6 milyar euro (41.4 milyon ton) değerinde atık ihracatı, 11.2 milyar euro (13.1 milyon ton) değerinde atık ithalatı gerçekleştirdi. AB üyesi ülkelerden dönüştürülebilir atık ithalatında ise Türkiye, yaklaşık 13 milyon ton ile ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi sırasıyla 5.2 milyon ton ile Çin, 4.7 milyon ton ile Hindistan, 2.2 ton ile Pakistan takip etti.

Atığın ekonomik değeri, nihai ürüne dönüşmesiyle dörde katlanıyor

Geri dönüşüm ve atık yönetiminde Avrupa Birliği politikalarını kendine hedef belirleyen ve bu kapsamda birçok yönetmelik çıkaran Türkiye’de, bugün itibarıyla yıllık ortalama kişi başına 1.1 kilogram atık oluşuyor. Ayrıca Türkiye’de, yıllık ortalama 35 milyon ton civarında endüstriyel ve ticari atık ile 32 milyon ton evsel nitelikli atık oluşuyor.

2016 yılında yaklaşık 31.6 milyon ton belediye atığının meydana geldiği Türkiye’de, belediye atıklarının yüzde 61’i düzenli depolama yöntemi ile yönetilirken, yüzde 29’u belediye çöplüğüne, yüzde 9’u ise diğer geri kazanım tesislerine gönderiliyor. Açıkta yakılan, dereye ve göle dökülen, gömülen veya kompost tesislerine gönderilen atıkların ise yüzde 0.5 civarında olduğunu belirten uzmanlar, atığın işlenerek granül hale getirilmesiyle ekonomik değerinin üçe, nihai ürüne dönüşmesiyle de dörde katlandığına dikkat çekiyor. Uzmanlar, toplama anından itibaren devreye giren tüm aşamalar dikkate alındığında oluşan ekonomik büyüklüğünün ise 100 milyar TL’ye ulaştığını söylüyor.

Kaynak: Dünya.com

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ